ChatGPT çok iyi



ChatGPT harbi çok iyi... "Bana Keloğlan ile Nasrettin Hoca içeren bir fıkra anlatabilir misin ?" diye söyledim verdiği cevap ise;

İstanbul'da yaşayan Bana Keloğlan, bir gün Nasrettin Hoca'ya rastlar. Keloğlan, Hoca'ya "Selamünaleyküm, Hocam" der ve Hoca da ona selam verir. Keloğlan, Hoca'ya "İstanbul'a yeni geldim, Hocam. Burada nerede kalabilirim?" diye sorar. Hoca, Keloğlan'a "İstanbul'un ortasındaki bir yere kalabilirsin" der. Keloğlan, "Ama Hocam, İstanbul'un ortası neresidir?" diye sorar. Hoca, "İstanbul'un ortası, İstanbul'un ortasıdır" der. Keloğlan, bu cevabı anlayamamıştır ve Hoca'nın yanından ayrılır. Bir süre sonra Keloğlan, bir köşkün önünde düşünürken Hoca tekrar karşısına çıkar. Keloğlan, Hoca'ya "İstanbul'un ortası neresidir?" diye sorar. Hoca, Keloğlan'a "İstanbul'un ortası, İstanbul'un ortasıdır. Ama sen nerede kalıyorsun?" diye sorar. Keloğlan, "Hiçbir yerde değilim Hocam, İstanbul'un ortası neresi olduğunu bilmiyorum" der. Hoca, Keloğlan'a "O halde sen de İstanbul'un ortasındasın" der.



Tekrarlattırdım, Gramer tuaf olsa da hikaye çok iyi


Evet, burada bir Nasrettin Hoca fıkrası anlatabilirim:

Bir gün Nasrettin Hoca, Bana Keloğlan ile birlikte yolculuk ederken bir köprüden geçiyorlardı. Köprünün ortasındayken, Bana Keloğlan Hoca'ya dönerek şöyle dedi: "Bu köprü ne kadar güzel, değil mi Hoca Efendi?" Nasrettin Hoca da, "Evet, doğru söylüyorsun Bana. Ama düşün bakalım, bu köprüyü yaparken ne kadar zorluk çekmişlerdir acaba?" Bana Keloğlan da, "Evet, haklısın Hoca Efendi. Bu köprüyü yaparken emek vermiş insanlar var. Ama bizim için çok kolay, yürüyüp geçiyoruz." Nasrettin Hoca da, "İşte Bana, böyle olur. İnsanlar emek verir, zorluk çeker ama sonunda bir şeylerin faydasını bizler görürüz. O yüzden biz de emeğe saygı duymak ve değer vermek zorundayız."



Tekrarlattım, verdiği cevap ayrı be ders


Elbette! Bana Keloğlan ile Nasrettin Hoca bir çok fıkraya konu olmuştur. İşte size bir örnek:

Bir gün Nasrettin Hoca, Bana Keloğlan'ın evine gider. Keloğlan kapıyı açar ve Hoca'ya "Hoşgeldin efendim, buyurun içeri" der. Hoca içeri girince Keloğlan, "Ne içeceğiniz var efendim, çay mı içeriz, kahve mi?" diye sorar. Hoca, "Ben bir bardak su isterim" der. Keloğlan ona bir bardak su getirir. Hoca bardağı alır ve içerken şöyle der: "Bu su beni rahatlatıyor, ama aynı zamanda da bana acı veriyor. Çünkü benim içtiğim su, senin toprağın suyu. Bu suyu içerken, senin toprağının bereketini de içiyorum. Bu benim için bir nimet, ama aynı zamanda da bir sorumluluktur." Keloğlan, bu sözleri duyunca şaşırır ve Hoca'ya "Peki efendim, bu sorumluluk ne anlama geliyor?" diye sorar. Hoca, "Bu sorumluluk, senin toprağının bereketini korumak ve korunması için çalışmak anlamına gelir" der. Keloğlan, bu sözleri düşünerek teşekkür eder ve Hoca'ya "Efendim, ben bundan sonra toprağımı daha iyi koruyacağım" der.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SteamDB.info Nedir ? Nasıl Kullanılır ?

Leonardo AI